|
Konsantrasyon Ve Motivasyon |
İyi
bir motivasyona sahip öğrencilerin konsantrasyonları da mükemmel
olmalıdır. Bu ikili her zaman uyum içersinde olmalıdır. Yoksa sadece
motivasyon, insanı hayalciliğe sürüklerken, sadece konsantrasyonsa
bıkkınlığa ve çabuk pes etmeye yol açar.
Konsantrasyon beynimizin yapılacak iş üzerine yoğunlaşması demektir.
Hedefte
sadece yapılacak iş olursa, beyin tüm enerjisini bu iş üzerine odaklar.
Böyle bir enerjinin çeviremeyeceği çark yoktur. Yeter ki insan beyin
enerjisini kontrollü kullanabilsin.
Bir
kişinin aynı anda birden fazla işle meşgul olması doğru değildir. Aynı
anda birkaç işle birden meşgul olmak, aynı anda iki filmi birden izlemek
gibidir. Böyle bir olayda beyin, olaylar ve nesneler arasında sürekli
bağ kurmaya çalışmakta,dolayısıyla da enerjisini boş yere harcamaktadır.
Öğrencilere,
ders çalışma etütlerinde veya sınıfta ders dinlerken, konsantrasyonun
ne kadar önemli olduğu anlatılmalıdır. Konsantrasyon öğrenme olayının
anahtarıdır. Konsantrasyon olmadan öğrenmede olmaz. Öyleyse okullarda
öğrencilere eğitim-öğretim işine nasıl konsantre olabilecekleri
konusunda çalışmalar yapılmalıdır.
İnsanın
anatomik yapısına dikkat edilirse çok mükemmel özellikler taşıdığı
görülür. Görme,duyma, koklama kabiliyetleri bu gün hiçbir bilgisayarda
olamayacak kadar mükemmelken, yürüme, koşma, durma ve tüm akrobatik
hareketleri yine çağımızın teknoloji harikası sayılan robotlardan,
bilgisayarlı otomobillerden daha harikadır. Şu saydığımız cihazlara
fonksiyon kazandırabilmek için yüz binlerce Dolar harcandığını hepimiz
biliyoruz. Halbuki insan kıyas kabul etmeyecek ölçüde daha fonksiyonlu
ve daha komplikedir. Bunları şunun için anlatıyorum. Bu kadar
özelliklere sahip olan insan(öğrencilerimiz), nasıl olurda bir dersi
veya sınavı başaramaz? Bunu anlamak mümkün değil.
Kimya
derslerinin birinde öğrencilerin sıkıldıkla-rını, birazda dikkatlerinin
dağıldığını fark ettim. Birden ani bir hareketle “arkadaşlar!..gelin
sizinle farklı bir iş yapalım.” Dedim. Sınıfta bulunan öğrenciler bir
anda bakışlarını bana doğru çevirmiş, farklı işin ne olacağını merakla
bekliyorlardı. Onlara; “Eğer insan bir şeyi isterse ve o iş üzerine
konsantrasyonunu sağlayabilirse,su üzerinde yürüyebilir, havada bir kuş
gibi uçabilir veya bir demir parçasını suda yüzdürebilir. Şimdi ben bu
saydıklarımdan birini sınıfta yapmak istiyorum. Örneğin, demiri suda
yüzdürebilirim.” dedim. Öğrencilerim şaşkın ve sessiz bakışlarla beni
izlerken içlerinden biri “İyi ama hocam, gemiler demirden ve zaten suda
yüzüyorlar” dedi. Hayır arkadaşlar! Dedim. “ Ben bildiğiniz rulo
şeklindeki demir çubuğu suda yüzdüreceğim. Ancak dediğimi yaparsam
Hamburger ve Kolanızı kazanırım, kabul mü? Dedim. Teklifimi kabul
ettiler. Her şey istediğim gibi gelişiyordu. Sınırlı bir ders süresinin
demir çubuk aranmakla harcanmasının doğru olmayacağını bunun için aynı
işi bir toplu iğnenin de yapabileceğini söyledim. Hemen bir toplu iğne
bulundu. İçlerinden gönüllü birini kantinden bir bardak su getirmesi
için gönderdim.
Şimdi
sınıfta büyük bir sessizlik vardı. Öğrenciler etrafımda bir daire
görünümünde çevrelenmiş dikkatle beni izliyorlardı. Bir iki
konsantrasyon hareketi yaptıktan sonra toplu iğneyi yavaşça suya
bıraktım. Toplu iğne, suda bir ağaç çubuk gibi yüzüyordu. Sınıfta
herkesin şaşkınlığı bakışlarından okunabiliyordu. Onlara olayı daha
yakından izlemeleri için müsaade ettim ve ardından, “Arkadaşlar, pekala
sizlerde zor gibi görünen sınavlarınızı iyi bir konsantrasyon ile
başarabilirsiniz.” Dedim. Büyülenmiş bakışlarla beni süzen öğrencilerimi
daha fazla aldatmış olmamak için işin sırrını itiraf ettim. Toplu
iğnenin sudaki yüzey gerilim kuvvetlerinin etkisiyle batmadığını, bu
olayı lise yıllarımda fizik öğretmenimizin bir deneyle bize gösterdiğini
anlattım. Her şeye rağmen bu eğlenceli dersten öğrencilerim derslerini
almışlardı.
Hint
fakirlerinin yoga adını verdikleri konsantrasyon halinde oturdukları
yerden havaya yükselebildiklerini duymuştum. Bunun ne kadar doğru
olduğunu bilmiyorum. Ancak kızgın kor üzerinde yürüyebildiklerini
gördüm. Ülkemizde de Rufai tarikatına mensup kişilerin cezbe dedikleri
konsantrasyon halinde uzun demir şişleri bedenlerine batırdıklarını, acı
hissetmediklerini, dahası kanama,enfeksiyon gibi tıbbi olumsuzlukları
aştıklarını bir belgesel programda izledim. Demek ki işin sırrı
konsantre olmakta. Biz öğretmenler öğrencilerimizden ne havaya
yükselmelerini ne kızgın kor üzerinde yürümelerini ne de demir şişleri
karınlarına batırmalarını istemiyoruz. Onlar sadece derslerinde başarılı
olmak amacıyla konsantre olsunlar yeter.
|